Aslında deniz kıyısındaki kasaba yoktu. O tahta kulübe de yoktu. Denize bakan tepedeki piyano da hayaldi…
“Haydi” demiştik Rob ile birbirimize, yaşamın ağır yükünden bunaldığımız bir anda, “Hayaller kuralım, uzaklaşalım bizi daraltan herşeyden…”
“Peki” demişti deniz gözlü adam, “Ne olsun hayallerimizde?”
Gözüm arkasındaki tabloya takıldı. “Küçük bir sahil kasabasına ne dersin? Güneşin terkettiği küçük bir kasabaya gidelim, sen ve ben, sadece ikimiz…”
İşte herşey böyle başladı…
kaynak:robert pattinson_tr