Ankara'da, cok sıcak bir gunde, dolmuştaki bir kokona yelpazesiyle
- "Şöfeer bey klimayı acar mısınız cok sıcak olduu" demisti. Pala bıyıklı şöfer amca teyzeyi bi sure suzdukten sonra, kapıyı acıp acıp kapatmaya basladı, ki ondan sonra dolmuşca yarıldık zaten.
Yolcu:
- Mükemmel bir yerde inebilir miyim? (yolcunun kafası karışık sanırım, kendisi de dolmuştakilerle güler söylediğine)
Şöför kadını indirirken:
- Buyrun size layık değil ama!
Yolcu musait bi yerde inmek ister ama dili surcer;
- Musait bi yerde iner misiniz?
Şöför :
- Niye sen mi kullancan
Rumeli-Hisarüstü otobüsüyle taksim'e dogru gidiyoruz. Adamın biri Besiktas dolaylarında gayet aceleci bir tavirla
- Kaptan orta kapıyı rica edebilir miyim??
Bizim soför olaya hakim:
- Tabi abi ayıp ettin. al götür. senden kıymetli mi?
Minibüsünün camında kocaman
puntolarla şoförün cep numarası yazıyordu, fazla
umursamadık ama göze batıyordu; beni ara, diye
bağırıyordu resmen. İneceğim yere yaklaşınca şoförün
numarasını cevirdim, "Müsait bir yerde bırakır misin
abi?" dedim. Adam afalladı, asıldı frene.
Minibüs yarıldı gülmekten.
Istanbul'dayiz ... Dolmuşa bindik, dolmuş doldu, tam kalkicak, elemanın
bir açtı kapıyı, içerde tıkış tıkış oturmuşuz, önde 3 kişi arkada 4 ...
Eleman hala bir umut sordu:
- "Kaptan, yer var mi?". Şöför de arkasını dönüp cevap verdi:
- "Bilmiyorum, üst kata bi bak bakalım"
Peki dolu olmamasına rağmen minibüs hareket etmek üzereydi. Tam o anda kavga ettikleri her hallerinden belli olan iki arkadaş minibüse bindi. Birbirlerinin yüzüne bile bakmıyorlardı. Çocuklardan biri şoföre parayı uzattı:
Abi bir öğrenci bir de hayvan alır mısın ?
-Oğlum bu Eminönü’nden geçer mi ?
-Yok teyze biz Taksim’e çıkıyoruz.
-Hah tamam oğlum siz gidin ben gelmeyeceğim.
Arkadaki aksi teyze öndeki uzun saçlı delikanlıya seslenir:
-Kızım şurdan bir kişi uzatır mısın ?
-Ben kız değilim !
Amaaaan ne bileyim kız mısın dul musun, uzat işte.
Kadın: Kızım dur ! Ben vereyim benim ki bozuk zaten…
Kızı: Aman ne olacak sanki nasılsa benimki de bozulacak, ben vereyim ! ! !