En sevdiğim saatlerdeyim yine...
Havayı zifiriye boyamış ressamın biri
Yönümü şaşırmış gibiyim ne sağım belli ne solum
Öylece yine sensiz kalakaldım gecenin en kuytu köşesinde
Yalnızlık, duvarda tik tak sesleri ile duran saat ve ben...
Ne senaryo değişmekte ne de benim bu senaryodaki rolüm
Aynaya her bakışımda bu saatlerde bir yabancı yüz karşılar oluyor beni..
Kim bu aynadaki yüz..Yoksa ben kendime mi yabancılaşıyordum fark
etmeden..
Gözlerimi kapatıp alışkın olmadığım bu durumdan kurtulmak istedikçe
Gözümü her açısımda yalnızlık ve korku devleşiyordu karşımda..
Ah bu geceler zifiri korkutucu geceler,beni bir başıma yapayalnız çaresiz
bırakan geceler..
Hayal kırıklıklarımın tavan yaptığı ,göz yaşlarımın inciye dönüştüğü ,
Avuçlarımı kağıt bir mendilin yerine hüznün sardığı saatlerdeyim yine..
Kısacık ömrüme neler sığdırmıştım oysa..
Yürüdüğüm bu yola hangi yanlış pusula beni sürüklemişti bilemıyordum..
Yol bittikçe geldiğim kapı, çaldığım kapı yalnızlığın kapısıymış meğerse..
Usulca girdiğim kapıdan izin isteyerek yüreğimi almaya gelmiştim.
Beni yalnızlığıma satan yüreğimi...
Seni pamuklara sarıp sarmalayamadığım için,hak ettiğine veremediğim için
özür dilerim yüreğim…
aLıntı